Retro Gezegenler : Psikolojik Bir Yaklaşım
Öncelikle geriye doğru hareketin dünya temelli bakış açımıza özgü olduğunu sürekli olarak hatırlamamız önemli. Hiçbir gezegen fiziksel olarak geriye doğru hareket etmez.
Yörüngeleri Dünya-Ay sisteminin yörüngesi içinde bulunan iç (inferior) gezegenler Merkür ve Venüs’tür; yörüngemizin ötesindekiler ise dış (superior) gezegenlerdir yani Mars, Jüpiter, Saturn, Uranüs, Neptün ve Plüton.
Astrologlar, dış gezegenlerden ilk üçünü “sosyal” gezegenler ve en dıştaki üçünü ise “kişi ötesi” veya daha doğrusu “Satürnötesi” gezegenler olarak tanımladılar. Gerileme (retro), güneş sistemimizdeki bir gezegenin, yıldızların sabit fonunda gördüğümüz kadarıyla geriye doğru hareket ediyormuş gibi göründüğü zaman periyodudur.
Bu fenomen tamamen bizim Dünya temelli bakış açımızdan kaynaklanıyor ve eski gökbilimciler tarafından iyi biliniyordu.
Bununla birlikte, eski gökyüzü gözlemcileri, iç gezegenlerin döngüleri hakkında – özellikle gerileme – konusunda biraz kafa karışıklığı içindeydiler, çünkü Merkür ve Venüs’ün iki farklı cisim olduğunu düşündüler. Bunun nedeni ise bu iki gezegenin yörünge devinimi ve gerileme döngülerinde farklı zamanlarda hem sabah hem de akşam “yıldızları” olarak görülmeleridir. Karışıklık oldukça anlaşılır, çünkü Merkür ve Venüs’e doğru baktığımızda, Güneş’in etrafında yörüngede dolaşmak yerine bir ileri bir geri gidiyorlarmış gibi görünürler. Güneş’e yörüngesel yakınlıkları nedeniyle, yalnızca zodyak boylamında Güneş’ten en uzak olduklarında açıkça gözlemlenebilirler. Bu görünürlük iki kısa zaman periyodunda gerçekleşir; Merkür ve Venüs kendi yörüngelerinde Güneş ile bir iç kavuşum yapmak için bize doğru ilerlerken ve yine kendi yörüngelerinde Güneş ile bir dış kavuşum yapmak için bizden uzaklaştıklarında..
Sosyal gezegenler – Mars, Jüpiter ve Satürn – en görünür oldukları zaman, Güneş’e göre gökyüzünün en karşı tarafında hareket ederkendir(gece gökyüzünde) ve zodyağın bu bölgesindeyken de çoğunlukla geri harekettedirler.
Aynı Güneş-gezegen karşıtlığı ilkesi Uranüs, Neptün ve Plüton için de geçerlidir, ancak bunlar çıplak gözle görülemezler.
Bu nedenle, iç gezegenler ve dış gezegenlerin retrosu arasındaki birincil fark şudur:
- Dış gezegenler sadece Güneş’e karşıt açı yapmak üzere olduklarında geri gidiyor gibi görünürler. Dünya bu durumda Güneş ile Güneş’in yörüngesindeki gezegen arasında kalır.
2. İç gezegenler ise Güneş’le kavuşmak üzereyken geri gidiyor gibi görünürler ve Güneş ile Dünya arasında kalırlar.
Bütün gezegenler için ortak nokta ise Dünya’ya en yakın konumda olduklarında retrodurlar.
Maverick Olarak Retro Gezegenler
Kendi başına hiçbir gezegen diğerinden daha güçlü değildir. Her birinin tezahür ettirilmesi gereken benzersiz bir özelliği vardır ve retro bir gezegen için de bu durum böyledir. Gezegenler, bir aile sisteminin – güneş sisteminin – her biri benzersiz işlevini yerine getiren, ebeveyn Güneş aracılığıyla sentezlenen ve odaklanan bireysel üyeleri olarak görülebilir. Her gezegenin, tüm ‘ailenin’ (zodyak) bütünlüğüne katkıda bulunan bir kişiliği ve rolü vardır –
Geri giden bir gezegen daha zayıf veya daha fazla bastırılmış gibi anlaşılsa da aslında gerilemelerin kendi içinde bilinçli olmak veya bilinçsizlikle bir ilgisi yoktur. Retro tek başına içe dönüklüğü (veya dışa dönüklüğü) baskın bir kişilik tipi olarak göstermez. Yine de gerileme, geri giden gezegenin ilkeleri etrafında bir dereceye kadar içselleştirmeyi gösteriyor gibi görünüyor.
İçe dönüklük ve dışa dönüklük ile ilgili olarak, geri giden gezegenler ve direkt gezegenler üzerinden bazı karşılaştırmalar yapılabilir. Bu karşılaştırma, gezegenler kişinin sürekli değişen kişiliğindeki evrim aşamalarını katalize etmek için hareket ederken onların enerjilerini nasıl deneyimlediğine bakılarak yapılabilir. June Singer, Boundaries of the Soul’da bu iki psikolojik tipten bahsediyor.
İçedönük doğa, mistik olması, tinselleştirilmesi ve sembolik biçimlerde algılanması bakımından Platoncudur; dışadönük doğa ise pratik olması, Platonik idealden sağlam bir sistemin kurucusu olması bakımından Aristotelesçidir. İçe dönük kişi öncelikle algıladığı şeyin anlaşılmasına yöneliktir, dışa dönük kişi ise doğal olarak ifade ve iletişim araçları arar. İçine kapanıkta özne yani kendi varlığı, her ilginin merkezindedir ve nesnenin önemi özneyi etkileme biçiminde yatar. İçedönük kişinin kendini bilmeye olan ilgisi, onun nesnel çevresinin etkisi altında ezilmesini engeller.
Dışadönük bireyin ise, kendisi için endişesi yoktur çünkü başkalarına olan ilgisi kendisine olandan daha güçlüdür. Bu nedenle, içe dönük kişinin kaygısı, bireysel potansiyelinin gelişimi yönündeyken, dışa dönük bireyinki daha sosyal yönelimlidir. İçedönük, kendini ve öznel psişik süreçleri kamusal alanda başarının üzerine koyma eğilimindeyken, dışadönük başkalarını baskın bir değer olarak kabul etmeye çalışır.
‘İçedönük’ yerine ‘geriye dönük gezegen’ ve ‘dışa dönük’ yerine ‘direkt gezegen’ terimini değiştirirsek, geri giden bir gezegenin kendi toplumu içinde bir birey olarak nasıl işlediğini anlamaya daha da yaklaşırız. Bir aile veya sosyal sistemdeki bireyler olarak gezegenler açısından düşünüldüğünde, geriye dönük bir gezegen içe dönük olarak çalışır. Direkt bir gezegen ise diğer gezegenlerle etkileşimde bulunur, tanınma talep eder, meydan okuma bekler ve sunar, ilişki kurar ve uyum sağlar, bağlantıya geçer ve uzlaşırken, geri giden gezegen ya yabancılaşmış şekilde (dış gezegenler) kendi alanında faaliyet gösterir ya da (iç gezegenler söz konusu olduğunda) Güneş aracısıyla öyle kaynaşmıştır ki, kendi bütünlüğünün ötesinde bir perspektifi yoktur; enerjilerinin kişisellikten uzak, farklılaşmamış kozmik anlamla seyreltilmesini önlemek için daha büyük, bilinçli bir çaba gerektirir.
Geriye dönük bir gezegen, Güneş sisteminin diğer üyeleri tarafından kurulan sosyal kuralları tamamen göz ardı ederek, gizemli bir içsel ilkeye göre gelişir. Bu nedenle, sözgelimi başına buyruk bir enerji olarak (maverick) hareket ederek, özbilinç sürecinde bütünlükle işbirliği yapmayan, gelişimi şu anki duruma bağlı olmadığı için düzensiz bir şekilde patlayan veya içe doğru patlayan, psişenin fikir birliğinin toplumsal olarak doğru saydığı şeyden büyük ölçüde sapabilir çünkü retro gezegenin gelişimi diğer gezegenlere veya haritanın bütün bir entegrasyonuna bağlı değildir.
Birey dışa dönük bir tipse ve bir bütün olarak haritada çok fazla ateş, açısallık veya güçlü bir köşe ev vurgusu veya üst yarım küre hakimiyeti varsa, tek bir retro gezegen daha fazla psikolojik bölünmeye neden olabilir. Bu, gezegenin enerjisini şu durumlardan daha fazla içe dönüklük olarak vurgulayabilir. Bir haritada toprak veya su burcunun ağırlığı, gezegenlerin çoğu ya da tümü daha içe dönük bir dünya görüşünü destekleyen sabit veya düşük (cadent) evlerde olmasından daha fazla içedönüklüğü temsil edebilir.
(Eda’nın notu : Yani su ve toprak burçlarının yoğunluğu, gezegenlerin çoğunun ya da tümünün sabit bir burçta olması ya da düşük evlerde (6,8,12) olması içe dönük bir yapıyı anlatıyor. Ancak kişinin haritasında bütün göstergeler dışa dönük bir yapıya işaret ederken sadece bir gezegenin retro olması onda bir bölünme yaratır ve şaşırtıcı bir şekilde daha içe dönük olabilir)
Örneğin, yalnızca Mars’ı retro olan, aksi takdirde oldukça sosyal ve dışa dönük bir kişi, mutlak veya somut bir amaç ile karşı karşıya kalmadıkça, kendisini yönlendirilmemiş hissederek pratik sonuçlara ulaşmaya odaklanmayı çok zor bulabilir. Kendini ifade etme aracı olarak ego, tüm gezegenlerden ve etkileşimlerinden oluşan kendi içinde bir sistemdir, ancak bu durumda Mars gerilemesi (Güneş’in tersine) içe dönük gibi davranır, yani kendini gezegenler ailesi içinde dramatize etmeye mecbur hissetmez, dönek bir tarzda hareket ederek kendini geçerli normlardan uzaklaştırır bu da belirli antisosyal davranış türlerine neden olabilir.
Bunu yaparken Mars, kendisini diğer gezegenlerle bütünleştirmek için egoya yardımcı olmaz.
Mars direkt olduğunda, öncelikle Güneş’e göre önceliklerini belirleme işine ve ikincil olarak diğer gezegenlerden aldığı yönlere doğru hareket etmeye kendini kaptırır. Mars retro olduğunda ise diğer gezegenleri harekete geçirme veya diğer gezegenlerin etkileri vasıtasıyla ılımlılık yaşama sürecine katılımı caydırır. Bireylerin farklılaşmamış retro Mars enerjisinin çoğu, istemeden, başkalarına – ortaklara, arkadaşlara, sevgililere – yönlendirilebilir; bunlar, ya onlar için gerçekten bir şeyler yaparak ya da öfkelerini ya da dürtülerini temsil ederek onu onlar için “taşıyabilir”.
Tersine, retro gezegenleri olmayan içe dönük birisi, çevresini gerçekten çok gizemli bulur ve açık davranışın arkasındaki gizli anlamı anlamaya yardımcı olmak için bir gözlem ve analiz felsefesi geliştirebilir. Böyle bir durumda, geriye dönük gezegenlerin olmaması, bireyin öznel olarak doğru olduğunu bildiği şeyler ile eylemde nesnel olarak gördükleri arasındaki bölünmenin nedenidir. Natal bir gezegen ikincil ilerleme ile geri gidene kadar, kişinin kendi benzersiz değerlerini veya içgörülerini geliştirmek ve ifade etmek için uygun bir araç bulması zor olabilir. Bu içe dönük içgörüler, gerileme kişilik tipini bir bütün olarak desteklediği zamana kadar ifade edilmeden kalabilir.
[…]
Kaynak : Erin Sullivan, Retrograde Planets : Traversing the Inner Landscape
Çeviri : Eda Ocak
Eda Ocak 2013 yılından beri astroloji alanında çalışıyor. Dokuzuncu Ev dijital astroloji okulunun kurucusu ve eğitmeni. Evrimsel Astroloji ekolünde danışmanlık veriyor. Astrolojinin akademik seviyede de çalışmasına önem veriyor ve çalışmalarını disiplinlerarası bir seviyede yürütüyor. Yazdığı makaleler Career Astrologer Magazine, www.astro.com gibi uluslararası astroloji dergilerinde ve platformlarında yayınlanıyor.