Tutulmalar

Güneş’in Ay’dan 400 kat daha büyük ve 400 kat daha uzak olması tututma fenomenini mümkün kılıyor. Hatta bu matematiksel denkleşmeyi biraz daha ileri götürürsek, Güneş yaklaşık olarak 108 Güneş kadar, Ay da aynı şekilde 108 Ay kadar Dünya’dan uzak. İşin içinde mistik bir el olduğu izlenimi veriyor 🙂

Geçmişte dünyadan bakıldığında Ay veya Güneş’in bir anda ortadan kayboluşu korkutucu bir etki yaratıyordu. Bu göksel fenomen gerçekleştiğinde ortalığın karanlığa bürünmesi ile karanlık güçlerin ya da öfkeli tanrıların lanetinin açığa çıktığını düşünmek pek de şaşırtıcı olmasa gerek.

Aslına bakarsanız bugün bile, astronomik bilgi seviyemiz her ne kadar bunun bir lanet olmadığını söylese bile pek hayra alamet olarak görmüyoruz. Bunun bir sebebi bu fenomene dair atalarımızdan miras aldığımız korku olabilirken diğer yandan yüzlerce yıl gözlemlenmiş bazı değişimlerle tutulmaların örtüşmesi olabilir.

Kadim astrologlar yüzlerce yıldır hizmetlerinde oldukları kralların özellikle de tutulmalar zamanı vefat ettiklerine ya da tahtlarından indirildiklerine şahitlik etmişler. Tutulma zamanları tanrıların lanetinin üstümüze yağdığı zamanlar olmasa da kolektif olarak etki alanında olan bölgelerde güçlü değişimlerin tezahür ettiği bir gerçek.

Güncel astroloji bilgimizle diyebiliriz ki tutulmalar kolektif ve bireysel seviyede güçlü değişimlerin açığa çıktığı portallar gibi işlev görüyorlar. Ancak bu her tutulmada herkesin ve her toplumun aynı şekilde etkileneceği anlamına gelmiyor. Kolektif seviyede tutulma enerjisinin en yoğun hissedildiği yerler tutulmanın çıplak gözle izlenebildiği yerlerde hissediliyor. Dolayısıyla tutulma hattının hangi enlem ve boylamdan geçtiği bu değişimlerin nerede gerçekleşeceğini anlamamız açısından oldukça önemli. Bireysel seviyede ise tutulmanın gerçekleşeceği zodyak derecesinin haritamızda önemli bir noktayla kesişmesi majör etkilerin olacağına dair bir işaret olarak alıyoruz. Yani her tutulma herkesin yaşamında aynı derecede büyük bir değişim yaratmaz. Bunu tespit edebilmek için de doğum haritanıza aşina olmanız önemlidir. Örnek vermek gerekirse 30 Nisan’da gerçekleşecek Güneş tutulması Boğa burcunun 10 derece, 28 dakikalık kesiminde gerçekleşecek. Bu tutulmayı yorumlamak istersek;

– Öncelikle bu derecenin haritamızda nereye (hangi eve) denk geldiğini tespit etmemiz gerekir.

– Daha sonra bu derecede veya bu derecenin tam karşısında bir gezegenimizin olup olmadığına bakmamız gerekir.

Eğer haritanızda bu derecede veya bu dereceye 3 derece yakınlıkta bir gezegeniniz varsa, o gezegenin taşıdığı sembolizmaya bağlı bir değişimin gerçekleşeceğinden bahsedebiliriz. Aslında astrolojik terminolojiyle konuşacak olursak; tutulmaları incelerken kavuşum ve karşıt açıyı değerlendirmeye alırız. Tutulma derecesi bu iki açı vasıtasıyla haritamızdaki bir gezegeni aktive ediyorsa, o tutulmanın bizim için majör değişimlerin habercisi olduğunu söylememiz mümkün. Yani tutulmaları değerlendirirken kare, üçgen, sekstil gibi açıları pek göz önünde bulundurmayız. Kavuşum ve karşıt açı için kullanılan orb yani açı farkı ise astrologdan astrologa değişkenlik gösterir. Ancak gözlemlediğim kadarıyla tutulmalar söz konusu olduğunda hiç bir astrolog 3 dereceden fazla bir orb kullanmaz. Bu formülü bir ülkenin ya da kuruluşun haritasını analiz ederken de kullanabiliriz. Örneğin Türkiye’nin bu tutulmadan nasıl etkilendiğini anlamak için TC kuruluş haritasında tutulma derecesinin denk geldiği evi ve varsa gezegenleri bu şekilde incelememiz gerekir.

Bir diğer önemli nokta ise şu; tutulmaları tek başına değerlendirmememiz gerekiyor. Tutulmaları iki gruba ayırarak inceleyebiliriz;

-Ay düğümlerinin içinde bulunduğu burçlarla bağlantılı olarak

-Saros serisi ile

Ay düğümleri, Ay’ın ekliptiği kestiği noktalardır. Ay’ın Güneş etrafındaki yörüngesi ile Güneş’in yörüngesinin kesiştiği noktalardır. Ay ve Güneş tutulmaları da her zaman Ay düğümlerine yakın bir derecede gerçekleşirler. Çoğunlukla tutulma zamanı, Ay&Güneş ve düğümler aynı burçta olurlar ancak bazen düğümler ile Ay&Güneş’in farklı burçlarda olduğu tutulmalar da görülür. Tutulmaların çoğunlukla düğümlerle Ay&Güneş’in aynı burçtayken gerçekleşiyor olması, 1,5 yıl boyunca haritalarımızda iki zıt burcun denk geldiği evlerin etki altında olduğu anlamına gelir. Örnek vermek gerekirse;

2021-22 yıllarını kapsayan 1,5 yıl boyunca gerçekleşen ve gerçekleşecek 7 tutulmadan 5 tanesi ya Boğa ya da Akrep burcunda gerçekleşiyor. Bu da 1,5 yıl boyunca haritalarımızda Boğa ve Akrep burçlarının denk geldiği evlerin değişimlere açık olduğu anlamına geliyor. Özellikle de bu evlerde tutulma dereceleriyle kesişen gezegenlerimiz varsa bu değişimlerin etkisi daha büyük ve güçlü oluyor. Bu yaklaşımı daha çok bireysel haritalarımızı incelerken kullanmanızı tavsiye ederim.

Saros serisi ile çalışmak içinse bu konunun uzmanı astrolog Bernadette BradyBernadette Brady’den çevirdiklerimi aşağıda paylaşıyorum.

Öngörü astrolojisinde, tutulmalar çok karışık sonuçlar verebilirler, çoğu zaman bir tutulmadan diğerine önemli ölçüde farklılık gösterirler. Geçmişte astrologlar belirli bir tutulmanın haritasını inceleyerek öngörüde bulunmaya çalışıyordular. Bununla birlikte, geri adım atarak ve tutulmaların bireysel düzeyde değil, yaşamın daha geniş döngüsel oyun alanında nasıl meydana geldiğine dair geometriye bakarak çok daha iyi sonuçlar elde edebileceklerini gördüler. Görünüşte izole olan her tutulma daha büyük bir örüntüye ait olduğundan, her tutulma bir ailenin üyesidir ve her ailenin belirli özellikleri vardır.

MÖ 747’ye kadar Babilliler bu yolu izlediler ve Ay ve güneş tutulmasının zamanlamasını doğru bir şekilde tahmin edebildiler. Gerçekten de, MÖ 4. yüzyılda tutulmaların seriler halinde gerçekleştiğini anlamışlardı. Bu seriler MS 10. yüzyılda Yunan sözlük bilimci Suidas tarafından Saros Dizisi ya da Döngüler olarak adlandırılmıştır ve “saros” kelimesi tekrar veya tekrar edilmek anlamına gelmektedir. Her saros serisi, 18 yılda bir artı 9 ila 11 günde bir (18 yıllık zaman diliminde meydana gelen artık yılların sayısına bağlı olarak) bir güneş tutulması üretir.

Her Solar Saros serisi, Kuzey veya Güney Kutbu’nda küçük bir parçalı tutulma olarak başlar. Bu tutulma, zodyak boylamı açısından düğüm ekseninin “önünde” 15° ile 18° arasında bir yörüngeye sahiptir. Belirli bir saros serisinin yaşam süresi boyunca, her üye tutulması düğüm eksenine (kuzey veya güney düğümü) daha yakın olacak ve tutulma ile eksen arasındaki orbu (açı farkını) yavaşça azaltacaktır. Açı farkının bu şekilde kapanması yüzlerce yıl boyunca meydana geldiğinden, belirli bir seri içindeki tutulmalar, düğüm ekseninin 9° ila 11°’sine yaklaştıkça kısmi olmaktan tama doğru hareket eder. Yaklaşık 650 yıl sonra, serinin tutulmaları düğüm ekseni ile birleşerek gerçekleşecek ve daha sonra serideki tutulmalar bir kez daha eksenin 9° ila 11° gerisinde kısmi hale gelene kadar düğüm ekseninden uzaklaşarak yolculuğuna devam eder.

Her bir tutulma ailesinin yani Saros serisinin kendi içinde barındırdığı farklı bir anlamı vardır. Aynı derecede yıllar önce gerçekleşen bir tutulma ile şimdi aynı derecede gerçekleşen bir tutulma aynı Saros serisinden olmadıkları için haritalarımızda aynı noktayı aktive etseler de etkileri farklı olacaktır.

Brady’nin bununla ilgili harita örneğini de aşağıda paylaşıyorum :

Danışan harita bilgileri : 29 temmuz 1942, 11:09 pm, (AEST 10:00), Sydney NSW

Müşterilerimden biri bu tutulma ailesini 1979’da deneyimledi. Natal Ayı 29o Kova 11. Evinde. 22 Ağustos tutulması bu Ay’a karşıt açı yapıyordu.

11. ev Ay’ı doğrudan etkileyen Güneş tutulması, müşterinin kendisini çok beslediğini hissettiği bir yakın kadın arkadaş veya bir arkadaşla ilgili olayların olacağını gösteriyor. Ay, danışanın haritasındaki dördüncü evi yönetiyor olduğundan, bu arkadaş haneye bağlı olabilir veya bir şekilde “aile” olabilir.

Tutulma sezonu başladığında, danışanla aynı evde yaşayan çok yakın bir kadın arkadaşı ortadan kayboldu. Müşteri, kayıp arkadaşının haberini beklerken birkaç haftayı yüksek bir endişe içinde geçirdi. Tutulma mevsiminin sonunda, arkadaşının uzak bir yere gittiği ve intihar ettiği haberi geldi.

Burada, nataldeki Pluto- Merkür kavuşumunun tam ifadesini – endişe ve kaygı – ve ayrıca Uranüs’ün Mars/Satürn orta noktasına olan zorluğunu görüyoruz.

Ama bu, SS 18 North’un (18 der. Kuzey Saros Serisi tutulma) etkisinden çok danışanımın Ayı mıydı? Ertesi yıl, başka bir güneş tutulması yine natal Ay’ı ile kavuşum yaptı. Bu tutulma farklı bir Saros Serisiydi. Saros Serisi 18 Güney’di. (Bu serinin başlangıcı 20 Ağustos 1096, 18:24:19 GMT, Güney Kutbu.)

Bu Saros Serisi, SS 18 Kuzey’den oldukça farklıdır ve üzücü olsa da, Venüs -Jüpiter doğasında olduğu için olumlu bir nedenle meydana gelen ayrılıklarla ilgilidir.

Tutulma sırasında, danışanım 1979 yılında kaybettiği arkadaşından dolayı depresif bir haldeydi. Başka bir şehirde yaşayan bir kadın arkadaşı, danışanın kendisini tatil için ziyaret etmesini önerdi. Danışan bu teklifi kabul etti ve arkadaşını ziyarete gitti ve oradayken şifacılık mesleğinde bir kişiyle tanışıp ona aşık oldu. Bu yeni şehre taşınmaya karar verdi. Bu zor bir karardı çünkü her ne kadar aşık olduğu adamın yanına taşınacaksa da birçok iyi arkadaştan ayrılacağı için de üzülüyordu.

Yukarıdaki, farklı serilerden farklı tutulmaların farklı enerjileri nasıl ifade edeceğinin basit bir örneğidir. Her iki durumda da danışının natal Ay’ı tutulma dereceleri ile kavuşuyordu, ancak sonuçlar söz konusu olan belirli Saros Serisine özgü temalar ile tezahür ediyordu. (Buraya yıl boyunca haritasının aldığı transitleri ve ilerlemeleri dahil etmedim, ancak bunlar elbette genel resmi ortaya çıkarmak için çok gerekli olacaktır).

Çeviri : Eda Ocak

Kaynak :  http://www.bernadettebrady.com/Pdfs/SarosCycles.pdf

 

Eda Ocak 2013 yılından beri astroloji alanında çalışıyor. Dokuzuncu Ev dijital astroloji okulunun kurucusu ve eğitmeni. Evrimsel Astroloji ekolünde danışmanlık veriyor. Astrolojinin akademik seviyede de çalışmasına önem veriyor ve çalışmalarını disiplinlerarası bir seviyede yürütüyor. Yazdığı makaleler Career Astrologer Magazine, www.astro.com gibi uluslararası astroloji dergilerinde ve platformlarında yayınlanıyor.

Bir yorum Yaz